Yaşadığımız olaylara karşı farklı duygular geliştirebildiğimiz gibi içimizde biriktirdiğimiz hislere karşı da farklı duygusal tepkiler vereb...
Yaşadığımız olaylara karşı farklı duygular geliştirebildiğimiz gibi içimizde biriktirdiğimiz hislere karşı da farklı duygusal tepkiler verebiliyoruz. Elbette ki bu durum kişiden kişiye değişebiliyor. İnsanlar, hisleriyle ve verdikleri tepkilerle birlikte bu duygu bütünlemesinde birbirinden ayrılıyor diyebiliriz.
Bazıları çok daha küçük duyguları büyük hislerle yaşarken; bazıları büyük acıları veya mutlulukları kendi içerisinde, tepki vermez bir şekilde de yaşayabilir. İnsanlar, bu duygu göstergelerine göre belirli kalıplara sokulur. “Duygulu” ve “Duygusuz” kavramları, günlük hayatımızın her bir köşesinde rahatlıkla rastlayabileceğimiz kelimelerdir.
Dışarıya yansıttığı duygulara göre kişileri sınıflandırmak, doğru bir tahlil sonucu değildir elbette. Aşırı duygusal bir insan, hislerini kendi içerisinde yaşayabilir ve dışarıya yansıtmayı doğru bulmayabilir. Dışarıya yansıyan duyguların yanı sıra içimizde hissettiğimiz her şeyin biyolojik bir nedeni olduğunu bilseniz nasıl hissederdiniz?
Vücudumuzda salgılanan hormonlar veya kimyasallar nedeniyle mutlu ya da mutsuz olmamız kulağa oldukça ilginç ve ürkütücü gelebilir. Fakat vücudumuzda yaşadığımız değişimler ve aldığımız besinler duygu durumlarımızı sandığımızdan fazla etkileyebilir. Bunların başında yer alan dopamin ise hayatımızı etkileyen kimyasalların başında yer almaktadır. Gelin birlikte dopamin nedir? Ne değildir? Detaylı bir şekilde inceleyelim.
Dopamin nedir, eksikliği ve fazlalığında ne olur?
Temelden başlayalım, dopamin nedir?
Duygu durumlarını etkileyen dopamin; vücudumuzda salgılanan önemli bir kimyasaldır. Dopamin, genel olarak bakıldığında sadece duygu değişimlerini değil; hareketlerimizden, anlama yetimize kadar birçok noktayı etkiler. İnsan hayatında oldukça önemli yeri olan bu kimyasal; psikiyatri ve nöroloji bilimlerinin ilgilendiği bir alanın içerisinde yer alır.
Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan dopamin; kişilerin hareket fonksiyonlarından, insan ilişkilerine kadar derinden etkilenmelerine neden olabilir. Dopamin; vücutta az ya da fazla salgılandığı durumlarda, farklı psikolojik hastalıkların oluşmasına da sebep olabilir. Dopamin insan vücudunu nasıl etkiliyor sorusuna şöyle bir listeyle cevap verebiliriz:
- Öğrenme ve hafıza konusunda etkileyici rolü bulunur.
- Motivasyonunuzu düzenler.
- Bir konuya dikkat etmeniz odaklanma durumunuzu etkiler.
- Aşırı stresli durumlarda büyük rol oynar.
- Ruh halleri ve duygu değişimlerinin belirlenmesine katkı gösterebilir.
- Aşırı uyku veya uykusuzluk durumları üzerinde etkisi bulunur.
- Hareket fonksiyonlarının sağlanmasına yardımcı olur.
Dopamin ve serotonin üretimi insanları nasıl etkiler?
Serotonin de dopamin gibi duygu durumlarını etkileyen bir başka kimyasaldır. Fakat görevleri ve yarattığı etki sebebiyle daima dopaminle birlikte anılır. Genel olarak tabirlerine bakıldığında ikisine de “mutluluk hormonu” diye hitap ederiz. Çünkü eksik veya çok salgılandıkları durumlarda; mutluluğumuzdan, değişen düşünce yapımıza kadar bizleri etkilerler.
Dopamin ve serotonin düzeylerinde yaşanan dengesizlikler psikolojik hastalıkların kadar fiziksel hastalıkların da nedeni olabilmektedir. Örnek olarak ise; parkinson hastalığı ile dopamin arasında bir bağ gözlemlenebilir. Aynı şekilde bağımlılık durumları da yaratabilirler. Oyun bağımlılığı, alkol bağımlılığı veya kumar bağımlılığı gibi durumlarda etkileri bulunabilir.
Dopamin eksikliği ve fazlalığında neler olur?
Beyinde yer alan sinir hücreleri arasında bağlantıyı kurmak gibi oldukça önemli bir görevi olan dopamin; seviyesinde yaşanan dengesizlik durumlarında insan vücudunu büyük ölçüde etkileyebilir. Eksikliği ve fazlalığının yaratabileceği durumlar birbirinden farklıdır. İki durumun da yaşanması, kişinin psikolojik ve fiziksel olarak bazı değişimlere uğramasına sebep olabilir.
Bazı hastalıkların oluşmasının yanı sıra hayata bakış açısını değiştirecek kararlar vermesi ve duygusal tutumlara sahip olmasına kadar derin bir sürece neden olabilmektedir. Vücutta dopamin dengesinin sağlanması, dışarıdan alınacak olan takviyelerle birlikte belirli bir düzene sokulabilir. Dışarıdan alınacak olan medikal yollu takviyeler kesinlikle doktor kontrolü altında gerçekleşmelidir.
Dopamin ilaçları, etkileri oldukça yüksek olan ve reçeteli şekilde kullanılması gereken ilaçlardır. Medikal ürünlerin yanı sıra aldığımız gıdaların bile dopamin üzerinde etkisi oldukça büyüktür. Vitamin takviyelerinden, protein ağırlıklı beslenmeye kadar birçok seçenek sayılabilir. Tabii, sadece gıda değil hayat koşullarının da etkisi yadsınamaz. Spor yapmak veya herhangi bir hobiye vakit ayırmak da dopamin seviyesinin artmasını sağlayabilir.
Dopamin eksikliği durumuna yakından bakalım:
Dopamin eksikliği, duygularımız üzerinde olumsuz etkilere sebep olabilir. Birçok psikolojik hastalığın temelinde yatan bu sorun; mutsuzluk hissini artırma etkisi sebebiyle depresyona yönelim de oluşturabilir. Parkinson hastalığının da temelinde yatan dopaminin eksikliği, vücudun hareket mekanizmasını oldukça etkileyen bir güce sahiptir. Bu sebeple düzenli aralıklarla kontrolünün yapılması önemli bir husustur. Dopamin eksikliğinin oluşturduğu etkilere baktığımızda;
- Mutsuzluk ve umutsuzluk hissi,
- Odaklanma da yaşanan problemler,
- Enerji düşmesi,
- Endişe durumu,
- Kilo alma veya verme durumları,
- Üzüntü hissi,
- Denge problemleri
- Aşırı titreme hissi,
- Sürekli yorgunluk hali,
- Yutkunma güçlüğü gibi birçok etki yaşanabilir.
Dopamin eksikliğine çözüm nedir?
Dopamin eksikliğine çözüm sadece medikal yolla sağlanabilir diye bir şey yok. İlaçların dışında hayatınızda yapacağınız değişiklikler ve aldığınız gıdalara kadar her bir durum, dopamin üretimini artırabilir. Öncelikli olarak sağlığınıza dikkat etmeli ve vücudunuz için gerekli besinleri almaya özen göstermelisiniz. Protein ağırlıklı beslenmek, dopamin üretimini artıran unsurlardan biridir. Ayrıca mineral ve vitamin takviyesi de aynı şekilde üretimin artmasını sağlayabilir.
Gıdaların veya takviyelerin dışında, sosyal hayatı güçlendirmek de dopamin üretimine etki edebilir. Bu duruma sadece arkadaş ortamını genişletmek değil; aynı zamanda kendi başınıza geçireceğiniz vakti zenginleştirmek de dahildir. Uykuyu düzene sokabilmek, en önemli unsurlar arasında yer alır. Yeterli şekilde uykunuzu almanız, vücudunuzdaki diğer hormonlar ve kimyasalların da dengeye girmesini sağlayabilir. Bol bol yürüyüş ve çeşitli spor aktivitelerine katılmanız, güneş ışığı almanız gibi etkenler de dopamin üretimini destekleyebilir.
Peki dopamin fazlalığı tam olarak ne demek?
Dopaminin eksikliği kadar fazlalığının da vücudumuza olumsuz etkileri olabilir. Öncelikli olarak dopamin fazlalığı, aşırı kaygı ve endişe durumlarını yaratabilir. Bu sebeple anksiyete hastalığını tetikleyen unsurlardan biri olarak da gözlemlenmesi mümkündür. Yaşanan aşırı kaygı durumlarının oluşturduğu diğer etkenler arasında enerjinin birden fazla yükselmesi ve sonucunda sürekli olarak hareket etme isteği de yer alabilir.
Oluşan bu durumlar, kişiyi fiziksel ve duygusal olarak yorgunluk ile çöküntü haline sürükleyebilir. Tüm bunların yanı sıra paranoya ve halüsinasyon görmek gibi birçok etkinin altında da dopamin dengesizliği yer alabilir. Bu sebeple, dopamin düzeyinin dengede tutulması daha sağlıklı bir yaşam imkanı sunabilir.
Dopamin fazlalığına çözüm nedir?
Aşırı kaygı durumunun azalması için belirli çözüm yöntemleri bulunmaktadır. Bunların en başında doktor reçetesi ve kontrolüyle alınan ilaçlar sayılabilir. İlacın yanı sıra bitkisel çaylar da aşırı kaygı durumlarının azalmasında etkili olabilir. Papatya, sarı kantaron ve melisa bitkilerinden yapılan çaylar; anlık sakinleşme ve rahatlama hissi sağlayabilir. Bu sebeple belirli aralıklarla çayların tüketimi, dopamin dengelenmesine yardımcı olabilir.
Dopamin ve duygularımız arasında nasıl bir ilişki var?
Dopamin eksikliği ve fazlalığının etkilerini gözlemledikçe; hayatımızın büyük bir bölümünü etkilediğini fark ediyoruz. Dopamin üretiminin, direkt olarak psikolojik birçok sonucu doğurması; duyguları da kontrol edebildiği anlamına geliyor. Hayattan zevk almak veya mutlu olabilmek gibi birçok kavramı dopaminle bağdaştırıyor olmamız da aslında hatalı bir bakış açısını ortaya çıkarabiliyor.
Dışarıdan dopamin desteği alınması, direkt olarak mutluluk hissinin salgılanması anlamını gelmiyor. Sinir hücreleri arasındaki iletişimin kolaylaşmasını sağlayan dopaminin, anında duygularımıza etki etmesi ise beklenen sonuçlar arasında yer almıyor. Sadece vücudumuzda belirli bir dengeyi yaratan dopamin, oluşan bu dengenin bir sonucu olarak hayat kalitemizi yükseltebiliyor.
Bu içeriğimizde hafızamızdan ruh halimize kadar pek çok şeyi etkileyen hormon dopamini ele aldık. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. En doğru ve size özel bilgiyi hekiminizden öğrenebilirsiniz.
Hiç yorum yok
Fikirlerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.