Upload hızlarının uzun yıllardır düşük olmasının sebebi bir bakıma ADSL zamanlarından kalma teknolojik bir kısıtlamayken bugün bu kısıtlamaların olmasının hiçbir teknik açıklaması yok. Dünyada pek çok ülkede ev kullanıcılarına yüksek hızlı simetrik bağlantı sağlanırken ülkemizde bu halen kurumsal tip internet paketlerinde sunuluyor.

İnternetin yeni yaygınlaşmaya başladığı zamanlardan kalan bu anlayış ortalama bir ev kullanıcısının upload ile işi olmayacağı varsayımına dayanıyor. Ancak günümüzde artık internet trafiğinin önemli bir kısmını oluşturan yayıncılık fenomeni bile bu varsayımı tek başına yıkmaya aday. Üstelik yayıncılığın dışında ev kullanıcılarının yüksek upload hızlarına ihtiyaç duyacağı pek çok senaryo sıralamak mümkün.

Cebimizdeki akıllı telefonların dahi 4K, hatta 8K video çekebildiği günümüzde, bu içeriklerin birinci çekilme amacının sosyal medya hesaplarına yüklenmesi olduğunu düşündüğümüzde upload hızları daha bir önem kazanıyor. 4.5G’de upload hızları fiber, vdsl ve adsl’e göre bir miktar daha iyi olsa da, mobil internetin sınırlı kotası olduğu için kullanıcılar ev internetlerinde bu içerikleri yükleme yoluna gidiyorlar ve indirmeye oranla onlarca kat yavaş yükleme hızlarına maruz kalıyorlar.

Bunun değişmesi için çabalayan servis sağlayıcıları olsa da statükoyu devam ettirenler de var. Bu durumun en büyük sebebi bu tip asimetrik internet paketlerin müşterilerinin kurumsal şirketler olması. Haliyle büyük bir gelir kaynağı olan bu durumdan vazgeçmek istemiyor servis sağlayıcılar.

Ancak bu durum ülkemiz ile dünya arasında büyük bir kontrast oluşturuyor. Örneğin komşumuz Bulgaristan’da ortalama download hızı, 57Mbps, upload hızı 47Mbps, Gürcistan’da download 24.72Mbps, upload 25.87Mbps iken iken bizde download 30Mbps, upload 5.69Mbps.

Upload ve download hızlarının eşitlenmesi için biz kullanıcılara da büyük iş düşüyor.

Kamuoyu oluşturup sesimizi servis sağlayıcılara duyurmamız ve ileride bu hızların güncellenmesi için gündem oluşturmalıyız.