Sayfa Gezinme

Son makaleler:

latest

YAYIN AKIŞI:

Tümünü Görüntüle

Hipoglisemi neden çok önemli

  Hipoglisemi, “kan şekerinin düşmesi” anlamına geliyor. Aslında kanımızdaki şeker seviyeleri de tıpkı kan basıncımız gibi sabit bir rakamda...

...

 


Hipoglisemi, “kan şekerinin düşmesi” anlamına geliyor. Aslında kanımızdaki şeker seviyeleri de tıpkı kan basıncımız gibi sabit bir rakamda çakılı kalmıyor.

Biyolojik ihtiyaçlarımıza, açlık tokluk durumumuza, yiyeceklerle kazandığımız kalori/enerjinin miktarına, hareketli ya da tembel biri olup olmadığımıza göre değişebiliyor.

Genelde yemeklerden hemen sonra 150’li rakamları (mg/dl) bulurken takip eden 1-2 saat sonra yeniden 100’lü rakamların altına iniyor. Eğer arada yeniden bir şeyler yiyip içmediysek son yediğimiz yemekten sonraki 5-8 saat arasında da 80-100 mg/dl. arasında gidip geliyor. Kan şekerinin bu iki rakam arasında dalgalanması sağlığımıza herhangi bir zarar vermiyor. Aksine enerji ihtiyacımızın değişkenliğine göre bu rakamların da değişmesi biyolojik bir zorunluluk olarak kabul ediliyor. Ne var ki kanımızdaki şeker rakamının yükselmesi de (hiperglisemi), düşmesi de (hipoglisemi) bazı sağlık sorunlarını davet edebiliyor. Kan şekeri değerini gösteren rakamlar 70’lerin altına düşecek, hele hele 50’li rakamların altına inecek olursa “biyolojik kurgumuz/metabolizmamız/dolayısıyla hücresel yapılanmamız” bu durumu tolere edemiyor. Neticede de HİPOGLİSEMİ olarak tanımlanan bir süreç ve önemli sağlıksızlık işaretleri devreye giriyor. Peki, o zaman ne oluyor? Hazırsanız buyurun...

UNUTMAYIN

HİPOGLİSEMİDEN EN ÇOK BEYİN ETKİLENİYOR

HİPOGLİSEMİDEN en çok etkilenen organımız, beynimiz ve sinir sistemimiz. Nedeni de beynimizin ağırlığına oranla çok fazla şeker tüketmesi ve şeker dışındaki enerji kaynaklarını (yağ ve protein) kullanmayı bilmemesi. Kazandığımız günlük şeker miktarının neredeyse 4’te 1’ini, vücut ağırlığımızın sadece yüzde 2’sini oluşturan beynimiz kullanıyor. Tekrarlayalım, beynimizin tek enerji kaynağının şeker olması da onu hipoglisemiye hassas hale getiren önemli bir faktör. Ama unutmayalım ki “Her insan farklıdır, biriciktir, metabolizması değişiktir”. Kimi insan şekeri daha 80’lerin altına iner inmez şiddetli bazı nörolojik/biyolojik tepkiler verir. Kimi de kan şekeri 60’lı, 50’li hatta 40’lı rakamları gördüğünde bile “bana mısın” diyemeyebilir, tepki vermeyebilir. Ayrıca kan şekerinin “düşme sürati” de çok önemlidir. Düşme hızı ne kadar sertse hipoglisemi belirtileri o kadar şiddetli olur. Ama prensip olarak bilelim ki 50’li, 40’lı rakamlara kadar inen ve bu inişi çok hızlı gerçekleştiren kan şekeri düşmeleri hepimiz için her zaman tehlikeli ve önemlidir.



AMAN DİKKAT

HİPOGLİSEMİNİN KOMASI BİLE VAR

UNUTMAYALIM ki kan şekeri kritik seviyelere indiğinde, özellikle 40’lı, 30’lu rakamlara geldiğinde beyinsel fonksiyonlarımız iflas edebiliyor. Bilincimiz yavaş yavaş kayboluyor, koma süreçleri devreye giriyor. Bu süreçler özellikle çocuk ve yaşlı beyinler için çok daha tehlikeli. Bu nedenle hipoglisemi işaretlerini hepimizin çok iyi bilmesi şart.


KESİP SAKLAYIN

HİPOGLİSEMİ İŞARETLERİNDE İLK 10

İLK 5

- Kafa karışıklığı/sersemlik

- Terleme ve baş dönmesi

- Baş ağrısı ve odaklanma güçlüğü

- Uyku eğilimi/yorgunluk ve bitkinlik hali

- Açlık ve şekerli gıda isteği atakları



İKİNCİ 5

- Sinirlilik/gerginlik/öfke halleri

- Agresif davranışlar ve panik belirtileri

- Kontrolsüz gıda tüketimi eğilimleri

- Ruhsal/duygusal değişiklikler

- Kronik bir yorgunluk ve isteksizlik hali

AKLINIZDA OLSUN

İNSÜLİN DİRENCİ SİNSİ BİR HİPOGLİSEMİ DAVETÇİSİDİR

İNSÜLİN direnci, gizli hipoglisemi ataklarının en önemli nedenlerinden biri, sinsi ve gizli hipoglisemi davetçilerinin “orkestra şefi” gibidir. Diğer taraftan şeker hastalığına, obeziteye, hipertansiyona, gut hastalığına, kalp ve beyin damar hastalığına, karaciğer yağlanmasına, safra kesesi taşına zemin hazırladığı için de önemli ve mühim bir sağlık problemidir. Eğer bu direnci kırmak, kaslarınız ve karaciğerinizdeki insülin duyarsızlığı sorununu çözmek istiyorsanız daha önce de yazdığım aşağıdaki 15 tavsiyeyi dikkate alınız.

İNSÜLİN DİRENCİNİ KIRAN 15 TAVSİYE

İLK 5

- Sık sık atıştırmayı bırakın, mümkünse 2 öğün beslenmeye geçin.

- Acıkınca unlu, nişastalı, şekerli şeylere değil, proteinli besinlere (yoğurt, ayran, badem) ve sebzelere yüklenin.

- Her lokmayı en az 25-30 kere çiğnemeyi ihmal etmeyin.

- Ayaküstü atıştırmalardan vazgeçin, oturarak ve sakin bir şekilde yemeye gayret edin.

- Tatlandırıcılar veya bunların ilave edildiği gıdaları terk edin.



İKİNCİ 5

- Ekmek tüketimine dikkat edin ve beyaz ekmekle, fırın ve pastane ürünleriyle vedalaşın.

- Makarna ve pilavla dostluğunuzu askıya alın.

- Meyve tüketiminde aşırıya kaçmayın.

- Şekerli içeceklerden uzak durun.

- Aralıklı beslenme modelini deneyin.



ÜÇÜNCÜ 5

- Alkolden uzaklaşın.

- Taze sıkılmış meyve sularına bile mesafeli kalın, 25-50 ml ile yetinin.

- Her 30-60 dakikada bir 5-10 dakikalık kısa yürüyüşler yapın ya da her 20-30 dakikada bir ayağa kalkıp kısa “oda turları” yapın. Fırsat buldukça da çömelme egzersizlerini tekrarlayın.

- Günde en az 7500 adım yürüme kuralını unutmayın.

- Bel çevrenizi her ay kontrol edin, kadınsanız 85 cm, erkekseniz 95 cm’nin altında tutmaya çalışın.


Kaynak:https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/hipoglisemi-neden-cok-onemli-42105482
 

Hiç yorum yok

Fikirlerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.