Singapur haftada yaklaşık 5 milyon sivrisineği üretip doğaya salmasıyla tüm dünyanın ilgisini çekmiş durumda. Normalde pek çok ülkede si...
Singapur haftada yaklaşık 5 milyon sivrisineği üretip doğaya salmasıyla tüm dünyanın ilgisini çekmiş durumda. Normalde pek çok ülkede sinek nüfusunu azaltmak adına çalışmalar yapılırken Singapur'da bu durum tam tersi. Peki Singapur durduk yere kendi başına dert açmaya mı çalışıyor yoksa gerçekten mantıklı sebepleri mi var?
Pek çok insan doğal olarak kasıtlı yapılan bu hareketin dünya için çok kötü sonuçlar doğurabileceğini düşünebiliyor. Sonuçta sivrisinekler nerde pislik ve kir varsa orada diyebiliyoruz, özellikle yaz aylarında başımıza dadandıklarında insana kısa süreliğine de olsa cinnet geçirtebiliyorlar.
Neredeyse binbir türlü bakteriyi taşıyabilen sivrisinekler, pek çok hastalığa sebebiyet verebiliyor. Merak etmeyin, Singapur'un dünya için kötücül planları yok; hatta okuduktan sonra "Keşke bizde de yapılsa" diyebilirsiniz!Bu sivrisinekler bilerek üretiliyor demiştik, hatta kendileri için özel odaları bile var. Mayalanmış şeker odalarında üretilen sivrisinekler, haftada yaklaşık 24 milyon yumurta üretiyor.
Bu sivrisinekler, kendi üretildikleri laboratuvarda Wolbachia adı verilen bakteriye bulaştırılarak doğaya salınmakta. Bakteri diye zararlı sanmayın çünkü aslında bu bakteri neredeyse doğanın her yerinde var. Örneğin; kelebeklerde, eşek arılarında ve yusufçuklarda da bulunuyor.
Peki nedir bu Wolbachia bakterisi ve bizi neyden koruyor? Aslında bu bakteri uzun yıllardır böcek popülasyonunu önlemek adına dünyanın dört bir yanında kullanılıyor.
Wolbachia, sivrisineğe bulaştırıldığı takdirde sıtma ve dang humması artık insanlar için bir tehdit oluşturmamak için kullanılıyor. Özellikle tropik ülkelerde sıkça görülen sivrisinekler, doğal olarak dünyanın her yerine bulaşabilecek hastalığın riskini taşıyor.
Sıtma hastalığına hepimiz az çok aşinayız ancak eminiz ki birçoğumuz dang hummasını bilmiyordur, o yüzden kısaca açıklayalım. Dang humması, insana bulaştığı takdirde kemikleriniz kırılır gibi ağrı çekmenize sebep olmakla beraber oldukça tehlikeli bir hastalık.
Dünyada karşılaşma oranı oldukça az olsa da bilim insanları yine de sivrisineklerin bir tehdit unsuru olmaması adına bu çalışmayı yürütmekte. Ayrıca bu bakteri, sivrisinek popülasyonunun önüne geçilmesi adına da kullanılmakta çünkü Wolbachia bakterisi, üreme yeteneğini engelleme özelliğine de sahip.
Bu çalışmanın bir diğer amacı ise sivrisinekleri evrimleştirmek, böylece artık bu tür hastalıkları taşımayacaklar ve popülasyonlarının önüne geçilebilecek.
Medyaya çok yansımamış olsa da Singapur'u ziyaret eden okuyucularımız belki bilir, Singapur uzun yıllardır sivrisinek sorunuyla mücadele etmekte. Üremek için kentsel, sıcak ve yoğun nüfuslu bölgeleri tercih eden sivrisinekler, Singapur'un başına bela olmuş vaziyette.
Sivrisinek ilaçları her yere sıkılıyor, insanlara ısırılmaktan kaçınmaları tavsiye ediliyor ve evde ürememeleri için gerekli talimatlar bile veriliyor. Hatta Singapur'da eğer bu talimatları izlemezseniz cezası bile var! Ne garip değil mi?
Ancak hükûmet ne yaparsa yapsın maalesef ki senelerdir önüne geçememiş ve artık tek çözümün sivrisinekleri evrimleştirerek önüne geçmeyi planlamış. Böylece yeni doğan sivrisinek popülasyonu artık eskisi kadar üreyemeyecek ve yıllardır muzdarip oldukları hastalıkları insanlara enfekte edemeyecek.
Bill Gates de zamanında buna benzer bir projeyi 2004 yılında fonlamıştı.
Zamanında X kapak fotoğrafına sivrisinek fotoğrafı koyan Bill Gates'i pek çok kişi şeytan olarak ilan etse de aslında işin aslı tam olarak öyle değildi. Singapur'un projesinin neredeyse aynısını yürüten Dünya Sivrisinek Programı, aslında tıpkı bu projede olduğu gibi hastalıkların önüne geçmek ve sivrisinek popülasyonunu kontrol altına almak adına bu projeyi yürütüyordu.
Bu konu hakkında detaylı bilgi içeren bir içerik paylaşmıştık, aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Açıkçası biz bu çalışmayı çok kıskandık ve ülkemizde de uygulansa ne güzel olur diye düşündük. Yaz aylarında başımızın belası olan sivrisinekler için umarız bizim ülkemizde de böyle çalışmalar gerçekleşir! Peki siz bu çalışmayı nasıl buldunuz, sizce mantıklı mı? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
Hiç yorum yok
Fikirlerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.